Kahvenin mürekkep ile buluştuğu her yerde âşikâr. Bir hüzün ve heves var galiba. Hüzün ve heves de yazıyla ilişkili gibidir, belki heves daha çok şiirle, hüzün de kederle bağlantılıdır. Yazmaya plansız başlayan herkes nereye varacağını kestiremez ya öyle bir şey. Yazmanın bir lezzeti var mıdır, diye düşünmeye de varabiliriz. Belki de mürekkep ve kahvenin hemen yanımızda, hayallerimizin ise uzakta olmasında bir hikmet vardır. Kimi de gider bir defter alır, mürekkebi döker.

Bodrum Bu Sene Daha da Aşksın Sen! Tatilden sonra işe başlamak pek keyifli değil. Rahatlamış tüm vücut kasların, eklemlerin, hücrelerin tekrar minik minik kasılmalarla hayata adapte olmaya çalışıyor. Evet aslında tatil bir hayal balonuydu, aslolan İstanbul, aslolan iş, aslonan bu. Bodrum bu sene benim hafızamda hiç ve hiç,asla ve asla unutmayacağım güzelliklerle de doluydu. Şimdi etrafı onlarca kalp resmiyle bulamak istiyorum.

Otto Hutt Design 04, Creme, Ruthenium Floral and Black Unicolor. Sadece 3 standı beğendim; Abris, Panter Kırtasiye ve Lamy. Her gelen ziyaretçiyle sıradan biriymiş gibi ilgilendi ve kalemleri tanıttı. Otto Hutt kalemleri daha önce hiç ilgimi çekmemişti. Ama fuarda iki satır yazınca kendimden utandım.